Öldüm yine, her zaman olduğu gibi, kaç kere ev değiştirdim, kaç kez eş değiştirdim hesabını kaçırır oldum. Yalan misali işte anla. Öylesine aptalca, sıradan, garip belki de farklı dikkat edecek kadar bile vaktim kalmadı hayata.
Rüyamda değil gerçeğimde öldüm durduk yere bile olmadı üstelik, beklentisizlikle yitirdim içimi galiba. Maskeler taktım, güldüm eğlendim, sırıttım. Aptalı oynadım akıllı kaldım. Hüzünlendim, ağladım. Sonra hiç kaldı bende yine. Gözümden akacak bir damla kan bile kalmadı içimde, neler neler ağlayacaktım oysa durduk yere.
Sonra dedim hangi gece güne dönmez, sonra kendi lafıma güldüm. Hazırım dediğim her dakika, her yüzümü hayata döndüğümde suratıma çarptı hayat. Oysa çok severdim hayvanlarımı ben. En çok kedimi sevdim ben. Bir sevgiliden daha sıcak bir dosttan daha yakındı. En son ona ağladım bir araba altında kalmış görüntüsüne yandım. Sonra dedim gerisi yalan, yalanlar mı kıracak artık beni dedim, her büyük cümlemden sonraki hazırlıklı anıma denk getirdi benzetmelerim de kahpe değeri bile alamayan hayat. Aniden gelse, sırtımdan vursa ne olurdu sanki? Oysa en haincesini yaptı bıçağı göstere göstere suratıma salladı.
Sonra;
Sonraları bıraktım galiba rüya görmeleri. Gerçeklik olsa ne olur olmasa ne olur zamanlarımın başladığı sıralar işte anla. Ama yine aynısı olacak biliyorum. Anlatımlarımın zayıflığında kalacağım. Yetmeyecek kelimelerim beni anlatmaya. Sonra alacağım paketimi elime. Yakacağım bir sigara. Üfleyeceğim zavallı kalışımın en komik yanlarına.