Yeni mobil ve web projesi ile hem kullanıcılar için hem uygulama sahibi için hayat çok güzel olacaktı. Sonunda proje onaylanmış ve tüm hızı ile üretime geçilmiş ekip oluşturulmuş ve başlangıç stratejileri için bol bol ilk toplantılar yapılmaya başlamıştı. Öncelikli çözülmesi gereken konu süre ve bütçe ikilisi olmuştu her zamanki gibi. Proje sahibi süreden ekip bütçeden memnun olmuyordu. Peki, ne yapmak gerekiyor? Bütçe kesintisi için, bazı gerekli ama olmada da olur şeylerden vazgeçilmesine karar verildi. Fikir güzel, yatırımcı zaten düşünmüş, gerekli tüm senaryoları oluşturmuş. O zaman kullanıcı deneyimi konusunda endişe edip zaman ve bütçe harcamaya gerek yok. Sonuçta ne olabilir ki? Proje ve fikir olmuş. Kullanıcı arayüzü(UI) hem web için hem mobil için gayet güzel tasarlanmış. Artık kodlamaya başlayalım, server kısmını çözelim de yolumuza bakalım değil mi? Değil. Bak şimdi, back-end developer ve front-end developer seçimi bir projenin önemli damar noktalarından biri ama görevleri çok net. Hazırlanan kullanıcı arayüzünün hatasız, eksiksiz ve en hızlı şekilde çalışmasını sağlamak. Arayüz geliştiricileri de kişisel fikirlerini tabii ki sizinle paylaşırlar ama bunu kişisel bazda yaparlar ve gerçekten sistemin çalışma prensipleri, hiyerarşiyi ve kullanıcı deneyimi (UX) ile alakalı konuları çözmek zorunda değiller. Peki, bir proje geliştirirken kullanıcı deneyimine (UX) gerçekten ihtiyaç var mı, hiç girmesek bu mevzuya olmaz mı? Belki ekonomik anlamda düşününce olabilir ama olaya birazda projenin gidişatı anlamında bakmak lazım.
Kullanıcı deneyimi(UX) gözetilmeden yapılan projede neler eksik olur?
Uzun uzun bu konuyu inceleyeceğiz ama şöyle baştan bir sakat olur ile başlayıp küçük küçük ilerleyelim neler olurmuş bir görelim. Maddeler halinde inceleyecek olursak:
- Kullanıcı merkezli tasarım (UCD) konusunda başarısızlık görülebilir.
- Hedef kitle alışkanlıkları ile örtüşmeyen pattern kullanımı kullanıcıların kafasını karıştırabilir.
- Yeterli analiz yapılmaması rakipler karşısında başarısızlığa neden olabilir.
- Kullanıcı arayüz(UI) hiyerarşi hataları meydana gelebilir.
Kullanıcı merkezli tasarım(UCD) konusunda başarısızlık
Projeyi geliştirenler kullanıcı değil mi? Aslında onları kullanıcı kabul etmek mümkün değil maalesef. Projeyi geliştirenler projenin ebeveynidir. Hiçbir ebeveyn evladım kötü demez, kötü yanlarını görmek istemez. Kullanıcı arayüzü hazırlandığında tasarım içerisinde yer alan öğeler Kullanıcı Deneyimi Tasarımı (UXD) açısından ele alınmayınca genelde güzel, çirkin ya da sanki olmamış gibi geri dönüşler ile değerlendirilecektir. Oysa Kullanıcı deneyimi (UX) uzmanı, öğeleri değerlendirirken tasarımdaki konumu, kullanım kolaylığı, fonksiyonu ile değerlendirecek ve tüm geri dönüşlerini buna uygun olarak verecektir. Örneklemek gerekirse bir kupon sitesi tasarımında satın al butonun büyük sitelerin tamamında genel olarak aynı şekilde kullanıldığını fark ettiniz mi hiç? Şekline, rengine ve konumuna dikkat edilmez ise güzel tasarlanmış ve kaliteli ürünler ile doldurulmuş bir kupon sitesinin kullanıcı etkileşimi düşük olacağından satış oranları da düşük olacaktır.
Hedef kitle alışkanlıkları ile örtüşmeyen pattern kullanımı
Bundan 15 sene önce her şey çok güzeldi(!) Tarayıcılar az sayıda, mobil dünya cep telefonlarına girmemiş ki cep telefonunda en büyük olayın yılan oyunu oynamak olduğu zamanlar. Tasarım anlamında beklenti gibi bir şey yok. Sitenin çalışıyor olması zaten büyük olay. Dinamik site kavramı daha oturmamış, hatta web sitesi tasarımında responsive kavramı daha ortalarda yok. Ama geçmiş geçmişte kaldı, o güzel ve havalı günler bitti. Şimdi yapılan tasarımlar hedef kitle odaklı. Artık siteyi yaptın mı kimler girip kullanacak, bu kullanıcıların web ve mobil kullanım alışkanlıkları nedir, hangi tarayıcıyı kullanırlar, hangi yaş aralığındalar, hangi renkleri severler, sosyal ve kültürel olarak hayata bakışları nedir? Bunlar hedef kitle için sorulması gereken sorunların temelini oluşturuyor diyebiliriz. Gelişen teknoloji ve kodlama yapısı sayesinde alışkanlıklar otururken sürekli gelişmesine rağmen tasarım çizgileri de yerine oturmaya başladı. Tasarım yapıları içerik ve detayla farklı olmasına rağmen tasarımların oturduğu pattern yapıları belirginleşmeye başladı. Farklı denemeler ve pattern yapıları tabii ki gelişmeye devam edecekse bile varsayılan ve kullanıcıları alıştığı pattern yapılarını tercih etmek ve hedef kitle için en doğru olanı seçmek önemlidir. Bu tasarım patternleri kullanıcının site içerisinde gezinirken kaybolmadan hedeflenen sayfalara ulaşmasını sağlayacaktır. Aksi bir kullanım güzel gözükse bile kullanıcının kafasını karıştıracak ve siteden çıkma oranını yükseltecektir.
Rakipler karşısında başarısızlık
Özgün bir fikir içeren sürdürülebilir ve kazançlı bir fikir tercih ettiğinizi düşünelim. En büyük rakipten bile farklı bir fikriniz var ve projenize bunu güzelce entegre ettiniz diyelim. Tek derdiniz farklı olmak mı cidden? Rakipleriniz zaten bu piyasanın içinde ve varolan fikri en iyi şekilde satmaktalar. Gerçekten düşündüğünüz kadar kötü olmayabilirler, hatta cidden bu konuda uzman bir rakibiniz varsa sizden araştırma ve geliştirme konusunda fersahlarca ötede olabilirler. Rakiplerinizi analiz etmelisiniz ve doğru yaptığı yerleri net olarak belirlemelisiniz. Bunları kopyalamak mı lazım yoksa geliştirmek mi lazım kararını verip kullanıcı arayüzüne en iyi şekilde uygulamanız gerekir. Artık, proje sahibi olsanız bile, bazı şeyleri herkesten iyi bildiğinizi düşünmenin zamanı gelmedi mi cidden?
Kullanıcı arayüz(UI) hiyerarşi hataları
Kullanıcı arayüzleri tasarlanırken olası en iyi ve en dolu durumlar düşünülerek tasarlanır. İnci gibi tasarlanmış, tasarımcının sanatını konuşturduğu pek çok mobil tasarım ve web tasarım ekranları gördüm. Ama tasarımların durumlarını ve hiyerarşik yapısını belirlerken pek çok tasarımın tanınamayacak kadar değiştiğini ve bozulduğunu deneyimlediğim için tasarımın güzelliğinden önce UX konusunda yapılan çalışmaları incelemeyi tercih ederim. Konu ile ilgili örnek vermek gerekirse, ilk defa sisteme giriş yapan bir kullanıcının doldurması gereken formlar, seçmesi gereken elementler henüz oluşmamışken nasıl gözükür? Kullanıcının proje içerisinde 3 adımda satın alma ekranına ulaşmasına karar verdiniz ve buna uygun bir tasarımınız var, işlem sonunda gelen ve aslında 4. durumu düşündünüz mü? Ekrana çıkan mesajlar, olayın bildirimleri nasıl ve nerede görüntüleniyor düşündünüz mü? Düşünün bunları, bunlar önemli.
Peki, finalde yine aynı soruya gelelim isterseniz. Bir proje geliştirirken kullanıcı deneyimine(UX) gerçekten ihtiyaç var mı? Bu sorunun cevabının evet ihtiyaç var olarak çıktığını düşünmeyin. UX olmadan da projeniz çok ileri seviyede başarıya ulaşabilir. Başarıyı tek başına sağlayan şeyin kullanıcı deneyimi (UX) olduğunu bu işi bilen hiç kimse savunamaz diye düşünüyorum. Evet, kullanıcı deneyimi (UX) günümüzde artık bir zorunluluktur, ama ux konusunda hiçbir çalışma yapmadan başarılı olan sitelerin varlığı unutulmamalıdır. Fakat şu unutulmamalı, en iyi hizmeti veya en iyi ürünleri vermenizin bir manası kalmadı artık. İnternette bildiğiniz en iyi markaların sitelerine girin, dünyada bu işi tek yapan markalar hala mevcut, hatta öyle markalar var ki sektöründe sanki hiç rakibi yokmuş gibi algılanırlar. Onlar bile değişip gelişmenin önemini çok iyi bilirler ve müşteri geri dönüşlerine göre değişim yapmaktan çekinmezler. Proje konsepti ne kadar iyi olursa olsun, başlangıç aşamasında, geliştirme maliyetlerine kullanıcı deneyimini (UX) katmayan projeler, kullanıcı tarafından çok iyi ama bir şey eksik algısı ile karşılanacaktır. Sonrasında o şey, başlangıç aşamasını geçebilirseniz başınıza bela olacak ve başlangıç maliyetlerinde daha büyük bir maliyet ile çözülecektir. Çünkü var olan bir yapıyı sıfırdan yapmak ile revize etmek tamamen farklı bir kavramdır ve inanın bu bazen projenin düzeltilmek yerine en baştan yapılmasını bile gerektirebilir.
View Comments (2)
Girizgah olarak kullandığın dil ve üslup ile devamında ki dilin hiç alakası yok, anlatmak istediğin çok şey olabilir potansiyelinde iyi olabilir ama blogger olamayacak kadar yazım metodolojisinden uzaksın. Bence daha fazla blogger takip et yöntemler incele ve sonrasında blog yazılarını burdan çıkardığın dersler sonucunda yaz.
Kendimi bloger olarak görmedim veya o şekilde hiç tanımlamadım ama zaman ayırıp okuduğun için teşekkür ederim. Bu işi meslek olarak yapan birisi olarak yaşadığım deneyimleri paylaştım içimden geldiği gibi yazdım ki bu benim tek üslubum olabilir. Fikirlerin ve yönlendirmelerin için teşekkür ederim.